Biyoeşdeğerlik, iki ilacın biyoyararlanımlarının karşılaştırmasıdır. Farmasötik olarak eşdeğer olan ürünlerin (aynı etkin maddenin aynı molar miktarlarını taşıyan benzer farmasötik şekiller) biyoyararlanımlarının benzer olmasıdır. Bir başka deyişle biyofazdaki etkin madde miktarı ve bunun hızı benzerdir. Bu tarz çalışmalar tamamen sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılan çalışmalardır.
Terapötik eşdeğerlikte, iki farklı ilacın (biyoeşdeğerlikteki gibi aynı ilacın iki farklı ürününün değil) aynı klinik sonucu verip vermedikleri test edilir. Burada iki ilacın tamamen aynı olması gerekli değildir. Son 40 yılda sağlık harcamalarını düşürmek için jenerik ilaç kullanımı artmıştır. Biyoeşdeğerlik çalışmaları innovasyon ürünü olan ürünlerin patent hakları dolduktan sonra yapılan çalışmalardır. Bu çalışmalar, daha ucuz ancak terapötik olarak eşdeğer ürünlerin piyasaya çıkmasını sağlamışlardır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde jenerik ilaç ürünlerinin ruhsatlandırılması kolaylaştırılmış ve teşvik edilmiştir. İlk İyi Klinik Uygulamaları (İKU) kılavuzu 1977-1978 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından belirlenmiştir. FDA, 1992 yılından itibaren yaptığı düzenlemelerle biyoeşdeğerlik çalışmalarının standartlarının belirlenmesi için çalışmalara başlamıştır. Avrupa Birliğinde İKU kılavuzu 1991 yılında yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde de ilaç üretiminin ağırlığı jenerik ürünlerdedir. Ülkemizde, en son yapılan düzenlemelerle biyoeşdeğerlik çalışmaları dahada önem kazanmıştır. İlaç endüstrisi işverenleri sendikası (İEİS)’e göre ülkemizde şu an reçete edilen ilaçların yaklaşık %50’sini eşdeğer ilaç oluşturmaktadır. İlaç geliştirme ve geliştirilen ilaçların insanlarda kullanımı öncesi yapılan çalışmalar, Helsinki Deklarasyonunda düzenlendiği şekliyle yürütülmektedir. Bu araştırmalarda uyulması gerekli kurallar konusunda uluslararası anlayış birliği geliştirilmiştir. Ulusal sağlık kurumları ise bu düzenlemeleri daha etkin bir şekilde uygulamaya başlamıştır.
İlgili mevzuat gereğince gerek klinik üniteler gerekse biyoanalitik üniteler gerekli altyapılarını tamamladıktan sonra Sağlık Bakanlığına müracaat eder. Sağlık Bakanlığı bu birimleri ilgili kendi mevzuatı ve uluslararası iyi klinik uygulamaları ve iyi laboratuvar uygulamaları esasına göre denetler ve olumlu veya olumsuz bir görüş bildirir yahut bazı hususların düzeltilmesini ister. Bu birimler gerekli uygunluk belgesini temin ettikten sonra çalışmalarına başlayabilir.
İKU’da;
-Sponsor
-Destekleyiciler (CRO contact research organisation)
-Araştırıcılar
-Etik kurullar
-İzleyiciler (monitor)
-Denetleyiciler(audit)
Hepsi bir bütün halinde çalışmaktadır.
İKU’nun temel görevleri;
-Hasta ve gönüllülerin korunması
-Elde edilen verilerin güvenilir olması
-Amaç olarak hastanın tedavi edilmesi değil, bilimsel bir soruyu cevaplamaktır.
İKU’nun temel prensipleri;
-Klinik çalışmalar Helsinki deklarasyonuna uygun ve etik kurul onayı alınarak yapılmak zorundadır.
-Çalışmadaki temel amaç ve riskler tartılmalı, topluma faydası olduğuna karar verildiğinde çalışma yapılmalıdır.
-Çalışmada gönüllünün hakları, güvenliği, iyi halleri her şeyin üzerinde tutulmalıdır.
-Klinik çalışmanın her ayrıntısı protokolde belirtilmelidir. Çalışma bu protokole veya protokol değişikliklerine göre yürütülmelidir.
-Çalışmalar alanında uzman hekimlerce yürütülmelidir.
-Çalışmada görev alacak her bir birey kalifiye olmalıdır.
-Her bir gönüllü çalışmadan önce ‘bilgilendirilmiş gönüllü olur formu’ nu mutlaka okuyup imzalamalıdır.
-Çalışma sonucunda elde edilecek verilerin gizliliği korunarak saklanmalıdır.
-Araştırma ürünleri GMP(Good Manifactural Practice) kurallarına göre üretilmeli, protokolde yazdığı şekilde uygulanmalıdır.
-Her araştırmanın kalite kontrolü yapılmalıdır.
Gönüllü seçimi
Alınma kriterleri
-Her iki cinsiyette olabilir
-Genellikle 18-45 yaş aralığı olmakla birlikte çalışmanın dizaynına göre daha üst yaşlarda olabilir. Fakat 18 yaş altında mümkün değildir.
-Normal sınırlarda vücut kitle indeksine sahip olunması gerekir.
-Gönüllü klinik muayene ve laboratuar kriterlerine göre sağlıklı olmalıdır.
Çıkarılma kriterleri
-Alerji hikayesi var ise
-Gönüllü başka bir ilaç kullanıyor ise
-Büyük GİS ameliyatı geçirmiş
-Son üç ay içerisinde kan vermiş ise
-Alkol ya da madde bağımlılığı var ise
-Aşırı çay kahve tüketimi var ise
-Aşırı sigara içimi var ise
-Greyfurt içimi var ise
Gönüllü çalışmaya katılamaz.
Gönüllü çalışmaya alındıktan sonra bilgilendirilmiş olur formunu okuyup imzalamak zorundadır.
Biyoeşdeğerlik çalışmalarında Bilgilendirilmiş gönüllü olur formu
Klinik araştırmaya katılacak gönüllü tarafından doldurulan, gönüllünün çalışma hakkında kendisine uygulanacak referans yada test ilacın içeriğini, yararlarını, yan etkilerini, çalışma süresince uyması gereken kuralları içeren formdur. Gönüllü bu formu serbest ve hür iradesi ile okuyup imzalamak zorundadır.
Bilgilendirilmiş gönüllü olur formunda genel olarak;
-Onam istenen çalışmanın amaç, yöntem ve metodolojisi
-Araştırma süresi, katılan kişi sayısı, bağlantı kurulacak kişilerin telefon listesi
-Gönüllülere yapılacak ödemeler, biz zarar oluşması durumunda karşılanacak tazmin miktarları mutlaka belirtilmelidir.
Çalışmanın standardizasyonu
-Diyet; Bütün gönüllülere klinikte kaldıkları sürece standart diyet verilmek zorundadır.
-Sıvı alımı; Çalışma gününde ilaçtan ne kadar süre sonra su içilebileceği, günlük tüketim miktarı mutlaka ayarlanmalıdır.
-Fiziksel aktivite; Gönüllüler ağır fiziksel aktiviteden kaçınmalıdır.
-İlaç uygulama zamanı; Bütün periyotlarda aynı olmalıdır.
-İlaç uygulama şekli aç veya tok olarak bütün gönüllülerde standart olmalıdır.
-Dolaşım,sindirim, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını bozabilecek yiyecek ve içecek verilmemesi
Gönüllülerde alınan kan örnekleri laboratuarda değerlendirildikten sonra elde edilen verilerin istatiksel analizi yapılır. Burada her iki ilacın doz-cevap eğrileri karşılaştırılarak eğri altında kalan alan ve maksimum konsantrasyon değerleri karşılaştırılır. Bu değerler uygun aralıkta ise iki ilaç eşdeğer kabul edilir